Amerikan - İngiliz : Kelimenin Anlamı
Antenna - aerial : anten
Apartment – flat : apartman dairesi
Appetizers - starters : başlangıç yemekleri, aperatifler
Argument – row : tartışma
Asphalt - tarmac : asfalt
Attorney - solicitor : savcı
Baby carriage – pram : bebek arabası
Backpack - rucksack : sırt çantası
Baggage claim (airport) - baggage reclaim : havaalanında bagajını geri almak
Band-aid – plaster : yara bandı
Bathroom – loo or WC : tuvalet
Beltway – ring road : çevre yolu
Bicentennial - Bicentenary : ikiyüzüncü yıldönümü
Bid - tender : teklif, ihale
Bill (as in currency) - note : fatura
Botanical garden - botanic garden : botanik bahçesi
Bus - coach : otobüs
Business reply mail - freepost : cevap mektubu
Busy - engaged : meşgul
Can -tin : teneke
Cell (phone) - mobile (phone) : cep telefonu
Cheap - shoddy : ucuz, kalitesiz
Chopped – beef mince : kıyılmış et
Circle, traffic circle – roundabout : göbek kavşak
Collect call - reverse charge call : karşıdan ödemeli
Cookie -biscuit : kurabiye
Corn – maize : mısır
Cornstarch - cornflour : mısır unu, nişastası
Cotton candy - candy floss : pamuk şeker
Counterclockwise - anticlockwise : saat yönünün tersinde
Crib (for a baby) - cot : bebek beşiği
Crosswalk – zebra crossing : yaya geçidi (yol)
Dead battery – flat battery : bitmiş pil
Defogger – window heater : cam ısıtıcı (buğu giderici)
Defroster – window heater : cam ısıtıcı (buzlanma giderici)
Detour (noun) – diversion : varyant yol
Diaper – nappy : bebek bezi
Diapers - nappies : bebek bezi
Dirt road – unmade road : toprak yol
Dish cloth, dish towel - tea towel : mutfak bezi
Divided highway – dual carriageway : çift yönlü otoyol
Doing the dishes - washing up : bulaşık yıkamak
Downscale - downmarket : değerini düşürmek
Dress (noun) - frock : şık elbise
Drive shaft – propeller shaft : kardan mili
Driver’s license – driving licence : ehliyet
Drug store - chemists : eczane
Drunk driving – drink-driving : alkollü araç sürmek
Dump truck – dumper truck : damperli kamyon
Eggplant - aubergine : patlıcan
Elevator – lift : asansör
Equip, fit out (verb) - fit : kuşanmak
Eraser – rubber : silgi
Expressway – motorway : otoyol
Fall - autumn : sonbahar
Faucet - tap : musluk
Fender – wing : çamurluk
Field (for playing) - pitch : oyun saha
Fill up – top up: ağzına kadar doldurmak
Fire - sack : işten atmak
Fish sticks - fish fingers : balık çubukları
Fixtures - fittings : ayarlamalar
Flashlight – torch : el feneri
For rent - to let : kiralık
Four lane road – dual carriageway 4 şeritli otoyol
Freeway (Western U.S.) – motorway : otoyol
French fries - chips : patates kızartması
Fries – chips : patates kızartması
Garter - suspenders : jartiyer
Gas – petrol : benzin
Gear shift – gear lever : vites kolu
Glove compartment – glove box : eldiven gözü
Ground meat - mince : kıyma
Guy – bloke, chap : herif
Hamburger - mince : hamburger köftesi
High beams – main beams : uzun farlar
Highway – motorway : otoyol
Homey (pleasant) - homely : sade, evinde gibi
Hood (car) – bonnet : kaput
Inexpensive - cheap : ucuz
Interstate – motorway : otoyol
Jello – jelly : jöle
Jelly -jam : reçel
Jumper cables – jump leads : uzatma kablosu
Kerosene – paraffin : gazyağı
Laundromat - laundrette : çamaşırhane
Lawyer – solicitor : avukat
Layoff - redundancy : işçi çıkarma
License plate – number plate : otomobil plakası
Line – queue : sıra, kuyruk
Low beams – dipped lights : kısa farlar
Mail – post : posta
Math - maths : matematik
Median – central reservation : refüj, orta kaldırım
Men's room - gents : erkekler tuvaleti
Mom - mum : anneciğim
Motor home – caravan : karavan
Movie theater – cinema : sinema binası
Moving - removal : ayırma
Muffler – silencer : susturucu
Napkin – serviette : peçete
Non-profit organization - charity : hayır kurumu
Nothing - nil : hiç, sıfır
Nothing – nought : hiç, sıfır
Oatmeal - porridge : lapa
On line - on stream : canlı yayında
Open house - open day : halka açık (satılık) ev görüm günü
Overpass – flyover : üst geçit
Pacifier – dummy : bebek emziği
Pants – trousers : pantolon
Parking lot – car park : park yeri
Paved road – metalled road : asfalt yol
Period – full stop : (cümle sonu) nokta
Pharmacist – chemist : eczacı
Potato chips – crisps : patates cipsi
Power train – transmission : vites
Prenatal - antenatal : doğum öncesi
Principal - headmaster : okul müdürü
Pruners - secateurs : bahçe makası
Railroad - railway : demir yolu, ray
Raise (in salary) - rise : zam
Ramp (entrance or – slip road : rampa ya da tali yol
Rates, prices - tariffs : tarife, fiyat
Rebate (noun) - cashback : geri ödeme / para üstü
Reflectors – cats eyes : reflektör
Rent – hire : kiralamak
Rental car – hire car : otomobil kiralamak
Reservations - bookings : yer ayırtma
Reserved for - reserved to (as used in : ..'ya ayrılmıştır
Restroom - toilet : tuvalet
Right away - straight away : hemen
Rotary – roundabout : göbek kavşak
Round trip - return (return ticket) : gidiş dönüş bileti
Run (for election) - stand (for election) : seçim için adaylığını koymak
Sausage – banger : sosis
Sedan – saloon car : sedan otomobil
Shipping - despatch : göndermek (kargo ile)
Shopping cart - shopping trolley : alışveriş arabası
Shoulder (of road) – verge : şarampol
Sick - ill : hasta
Side mirror – wing mirror : yan ayna
Sidewalk – pavement : kaldırım
Silverware - cutlery : çatal bıçak takımı
Sleep in - lie in : uyuyakalmak (geç saate kadar)
Sneakers - trainers : spor ayakkabı
Soccer – football : futbol
Station wagon – estate car : steyşın araba
Stove, stovetop - hob : ocak, setüstü ocak
Straightaway – straight : dümdüz, dosdoğru
Stroller (baby) - push chair : bebek arabası
Study - read : okul okumak
Subway - tube : yeraltı tüneli
Suspenders - braces : pantolon askı
Sweater – jumper : süeter, kazak
Telephone booth - telephone box : telefon kulübesi
Tent - marquee : çadır
Tire – tyre : (oto) lastik
Toll-free - freephone : ücretsiz telefon
Top off – top up : tamamen doldurmak
Towing – recovery : araç çekme
Tractor-trailer – articulated lorry : römork
Transmission – gear box : vites kutusu
Transportation - transport (noun) : taşımacılık
Trash bag - bin liner : çöp poşeti
Trash can - dustbin : çöp kutusu
Trash can - rubbish bin : çöp kutusu
Trash can – bin : çöp kutusu
Tricky (chancy) - dodgy : kurnaz
Trip - ticket) : seyahat
Triple - treble : 3 misli
Truck – lorry : kamyon
Trunk (car) – boot : araba bagajı
Tuition - fee : eğitim ücreti
Turn signals – indicators : (oto) sinyal
Turtle neck - polo neck, roll neck : balıkçı yaka
Underpass - subway : altgeçit
Undershirt - vest : atlet, fanila
Unpaved road – unmade road : toprak yol
Upscale - upmarket : değerini artırmak
Vacation – holiday : tatil
Vacuum (noun and verb) - hoover : elektrik süpürgesi ile temizlemek
Vacuum tube - valve : subap
Vest – waistcoat : yelek
Walker (device) - walking frame : 4 ayaklı baston
Windshield (car) – windscreen : (oto) ön cam
Wrench (noun) - spanner : ingiliz anahtarı
Yield – give way : yol vermek
Zero - nil : sıfır
Zip code – postal code : posta kodu
Zucchini - courgettes : kabak
Zucchini - squash : kabak
Çok teşekkür ederim keşke tablo olarak verseydiniz ama yinede çok güzel sağolun
YanıtlaSil